top of page
Mola Mola Tambaqui

Mola Mola, hi-fi sektörüne üretim yapan, Hollanda merkezli bir firmadır. Mola Mola, adını “güneş balığı” anlamına gelen Latince mola mola türünden alır. Firma, 2012 yılında mühendis Bruno Putzeys ve Jan Peter van Amerongen tarafından kurulmuştur. Genellikle ürünlerine egzotik balık türlerinin isimlerini verir. Tambaqui, Güney Amerika’da yetişen agresif bir pirana türüdür.

Tambaqui
Tambaqui

Mola Mola Tambaqui, piyasadaki geleneksel DAC tasarımlarından oldukça farklı, son derece sofistike ve özgün bir mimari kullanıyor. Geleneksel DAC’lardan farklı olarak içerisinde bir DAC chip barındırmıyor. Dijital sinyal (bu bir DSD ya da PCM sinyali olabilir), öncelikle tamamen kendi geliştirdikleri bir dijital işlemci platformuna yönlendirilir. Bu platform, FPGA (Field-Programmable Gate Array) temellidir.


Tambaqui DAC’ın çevrim mantığını anlayabilmemiz için, çok fazla detaya girmeden FPGA devrelerini anlatmakta fayda var.
FPGA (Field-Programmable Gate Array) devreler, üretildikten sonra kullanıcı tarafından yeniden programlanabilen entegre devrelerdir. İçerdikleri binlerce (hatta milyonlarca) mantık kapısı sayesinde, istenilen dijital işlevi gerçekleştirecek şekilde yazılım yoluyla konfigüre edilirler. İçerisindeki milyonlarca gate sayesinde, bir devrenin yapacağı işlevler yazılımla tanımlanabilir.


Bu yazılım esnekliği, donanım hızında çalıştırmayı mümkün kılar. İşlemci değildir; daha çok yeniden programlanabilir özel amaçlı işlemci altyapısı gibi çalışır.

Field-Programmable Gate Arrey
Field-Programmable Gate Arrey

Sistemin yazılımla özelleştirilmesi ile özellikle DAC devrelerinde önemli üstünlükler sağlanır.

  • PCM sinyaller, yüksek çözünürlüklere (örneğin 384 kHz, 768 kHz) FPGA üzerinde upsample edilir.

  • Asenkron USB, Ethernet gibi kaynaklardan gelen jitterli (kararsız) sinyaller, FPGA içinde yeniden clocking işleminden geçer. Jitter seviyesinin düşmesi ile daha temiz, daha analog benzeri bir sunum ortaya çıkar.

  • Geleneksel DAC mimarisinden farklı olarak, FPGA içeren tasarımlarda çevrim işlemi doğrudan FPGA içindeki mantıksal devrelerle yapılır. Mola Mola, dCS, CH Precision, Weiss gibi markalar ya DAC çipi kullanmaz ya da tüm dijital filtrelemeyi FPGA tasarımlarla çözer.

Tambaqui çevrim sürecine geri dönebiliriz. Cihaz içerisine giriş yapan dijital sinyal, FIR (Finite Impulse Response) filtreleme ile 768 Khz ‘e upsample edilir. Biraz daha detaylandırmak gerekirse Tambaqui, gelen dijital sinyali olağanüstü yüksek bir örnekleme oranına 3.125 MHz’e  yükseltir.

Bu, 44.1 kHz’lik bir sinyal yaklaşık 70 kat yukarı örneklemek anlamına gelir. FIR filtrelemenin en önemli avantajı oversampling esnasında zaman domain'inde sinyalin bozulmasının engellemesi ve örnekleme oranını yükseltilirken sinyalin düzgünleştirilmesinin sağlamasıdır. Bu aşamada DSD sinyal için herhangi bir oversampling işlemi yapılmaz.

Asıl çevrim aşamasına gelindiğinde, Tambaqui geleneksel dac’lardan ayrılır. Geleneksel tasarımlarda Delta-Sigma ya da R2R mimarisiyle çalışan çeviriciler vardır. Tambaqui standart DAC çipi kullanmaz. Onun yerine yüksek hızlı bir Pulse Width Modulation (PWM) mimarisiyle dijital sinyali analog voltaja dönüştürür.

 

Pulse Width Modulation (PWM), dijitalden analoga çevirim için kullanılan son derece etkili ve ilginç bir tekniktir. Genel olarak DSD sinyalinin analog çıkış katında çevrimine benzer. Bu yöntemde sabit frekansta ama değişken genişlikte dijital pulse (darbeler) üretilir. Bu darbelerin genişliği (duty cycle), taşınan bilginin genliğini temsil eder. 3.125 MHz hızında çalışan çoklu bit PWM algoritması  üzerinde çalışır.(DSD’den farklı olarak birçok bit kullanılır).

 

PWM’den çıkan sinyal, analog low-pass filtreye gönderilir. Pulse Width Modulation, konvansiyonel Delta-Sigma Dac chipleri yada R2R direnç tasarımları ile karşılaştırıldığında, gürültü seviyesi oldukça düşüktür. PWM doğası gereği analog hissiyatı yüksektir. Clocking (zamanlama) diğer tasarımlara göre karşılaştırılmayacak kadar yüksektir, dolayısı ile jitter seviyesi çok düşüktür. PWM sayesinde hem dijital doğruluk hem de analog doğallık bir araya getirilir.

Pulse Width Modulation
Pulse Width Modulation

Analog çıkış katına gelindiğinde, DC Coupled yani kapasitörsüz bir tasarım mevcuttur. Sinyal yolunda çıkışta kondansatör yoktur, yani ses sinyali doğrudan aktarılır. Bu durum, faz kaymalarının, kolorizasyon ve “low frequency roll-off” (bas frekansların kesilmesi) sorunlarının önüne geçer.

 

Analog çıkış katı tasarımı tamamen simetriktir (Fully Balanced). Hem giriş hem de çıkış devreleri, diferansiyel (pozitif ve negatif) sinyal yollarıyla simetriktir. Bu sayede, common mode noise minimumda olur ve düşük distorsiyonla birlikte daha geniş bir dinamik aralık elde edilir. Discrete Component Design (ayrık elemanlı devre) yapıdadır.

 

Opamp (hazır entegre yükselteç) kullanılmaz. Onun yerine, özenle seçilmiş transistörlerden oluşan özel bir devre tasarlanmıştır. Analog çıkış katı, çok düşük çıkış empedansı ve yüksek akım kapasitesiyle tasarlanmıştır. Noise değeri -140 dB altındadır.


Tasarımında PWM ile çevrim yapmanın avantajı, düşük geri besleme tasarımı ve tam simetrik devre tasarımı, total harmonic distortion değerinin -140 dB ve altında olmasını, noise floor’un ise -120 dB seviyelerine inmesini sağlamıştır ki bu değerler hi-end audio için referans üstü değerlerdir.


Özellikle dinleme notlarında üzerine değineceğim, Mola Mola DAC’ın en çarpıcı özellikleri olan saf sessizlik, kolorizasyonun neredeyse hiç olmaması, mükemmel bir kanal ayrımı, stereo efekti ve analog sunum, bu tasarım özelliklerinin bir sonucudur.

Tambaqui Dac Back Panel
Tambaqui Dac Back Panel

Tasarım ile ilgili teknik detayların ardından, Mola Mola Tambaqui DAC’ı biraz daha yakından tanıyalım.


DAC’ın arka yüzünde USB Type B, Toslink, AES/EBU, S/PDIF, Network ve I2S over HDMI girişleri bulunmakta. Bluetooth ile bağlantı yapmak mümkün. USB Type B ve Network girişleri ile 32 bit 384 kHz bağlantı yapılabiliyor. Aynı zamanda bu girişler, DoP ve Native DSD olarak DSD256 bağlantıya izin veriyor. AES/EBU, S/PDIF ve I2S over HDMI ile 192 kHz’e kadar bağlantı sağlanabiliyor. Fakat DSD desteği sağlamıyorlar.

 

Tüm dinleme seanslarında AudioQuest Diamond USB ve Echole Limited Edition S/PDIF dijital kabloları, preamfi bağlantısı için de Tara Labs The Muse XLR Analogue Interconnect kabloları kullandım.


Mola Mola Tambaqui DAC, son derece şık bir flight case içerisinde geliyor. Çantayı açtığınızda sizi kullanım kılavuzu ve garanti/üretim belgeleri karşılıyor. Hemen altında, siyah kadife bir kumaşın içerisinde Tambaqui DAC bulunmakta.

 

Yaklaşık 6 kg ağırlığında, CNC ve işçilik kalitesini hemen algılayabiliyorsunuz. Çantanın içerisinde ayrıca stok elektrik kablosu, iki adet XLR/RCA adaptör ve uzaktan kumanda mevcut.


Tambaqui, tamamıyla balanced yapıda ve aynı zamanda bir kulaklık amfisi. Dolayısıyla RCA çıkışlara sahip değil. Pre-amfinizde ya da entegre amfinizde XLR giriş varsa oldukça şanslısınız. Her ne kadar ideal dünya için tavsiye edilmese de, XLR girişe sahip olmayan cihazlar için XLR–RCA çevirici de kutu içerisinde bulunuyor.

Dac Flight Case
Dac Flight Case
Dac Flight Case

Cihazın ön yüzü oldukça sade bir yapıda. Hepsine ayrı özellikler atayabileceğiniz dört adet giriş butonu, son derece yalın bir ekran ve led ışıklar. Cihazı açmak için herhangi bir butona basmanız yeterli.

 

İlgili giriş kaynaktan gelen veriye bağlı olarak aktif oluyor ve Tambaqui dinlemeye hazır.

Mola Mola Tambaqui Dac

Tambaqui Dac’ın App Store üzerinde bir uygulaması bulunmakta. Telefonunuz yada tabletiniz ile bağlantı Bluetooth üzerinden sağlanıyor. Uygulamayı kurar kurmaz hemen hiçbir şey yapmadan bağlantı sağlandı.

 

Uygulamanın ana sayfasında balance ayarı, gösterge parlaklığı gibi ayarları yapabileceğiniz bir panel bulunmakta. Volume Control Mode’u aktif yaparsanız, kulaklık amfisi olarak kullandığınızda ve direk olarak bir power amfiye bağladığınızda ses kontrolünü uygulama üzerinden yapabiliyorsunuz.

Uygulama üzerinden çıkış seviyesini ayarlamakta mümkün. 0.6V, 2V,6V gibi seçenekler mevcut. Tüm test sürecinde 2V çıkış gücünü kullandım.

Application Ios
Application Ios
Application Ios
Application Ios

Extreme Audio’dan Tambaqui DAC’ı teslim aldığımda cihaz hiç kullanılmamıştı. Burn-in konusu, kablolar ve özellikle DAC, phono stage gibi üzerinden son derece düşük akım geçen cihazlar için her zaman genel performans üzerinde belirleyici olmuştur. Bu yüzden kritik dinleme seanslarına geçmeden önce yaklaşık 100 saatlik bir yanma süresinin geçmesini bekledim.


Tambaqui, sisteminizin genel dengesine bağlı olarak, elektrik kablosunun oldukça dikkatli seçilmesi gereken bir DAC. Vovox Excelsus (fiyat/kalite olarak piyasadaki en iyi elektrik kablolarından birisidir), AudioQuest Hurricane ve AudioQuest Dragon. Bir cihaz için kablo tavsiyesi yapmaktan genelde kaçınmışımdır. Çünkü her sistemin bileşenleri ve tonal dengesi birbirinden farklıdır. Benim sistemimde AudioQuest Hurricane, Tambaqui DAC’ın tüm yetilerini ortaya çıkaran kablo oldu.


Tambaqui, kendi içerisinde seramik bir sigorta ile geliyor. Eğer sigortayı upgrade etmek isterseniz, AMR gibi seramik tabanlı bir sigorta kullanmanızı tavsiye ederim.

Öncelikle yaklaşık son üç yılımı, Jadis MkV ve Allnic gibi lambalı topoloji ile dizayn edilmiş DAC’larla geçirdim.

Mola Mola Tambaqui’ye geçtiğinizde, ilk hissettiğiniz ses karakteri cool ve neredeyse klinik tarafta olduğuydu. Kulağımın bu sunuma alışması açıkçası biraz zaman aldı. Burn-in süresi yaklaşık 100 saate geldikten sonra, bende etkilemiş olduğu en vurucu özellik, son derece sessiz ve karanlık bir arka plana sahip olmasıydı.

Enstrümanların sunumunda kristal netliği seviyesinde bir detay ve kolore olmayan bir sunum sizi etkiliyor. Bunda, total harmonic distortion’un düşük olmasının da çok büyük bir etkisi var.


Bir mastering mühendisinin işini bitirdikten sonra ortaya çıkan eserini dinlemesi gereken Dac Tambaqui'dir.

Üst frekanslar ise bambaşka bir yazı konusu. Tambaqui'nin üst frekans sunumu, alışıldık dijital parlaklıkla karıştırılmaması gereken türden bir açıklıkla öne çıkıyor. Zil tınıları, yaylıların üst harmonikleri ve vokallerin nefes araları, mekân içinde neredeyse dokunulabilir bir gerçeklikle beliriyor. Yüksek çözünürlük ve doğallık hissi her yönüyle öne çıkıyor. PWM modülasyon teknolojisinin burada etkisi çok büyük.

Trio De Curda

Sahne ve stereo imajı, üzerinde durulması gereken diğer bir konu. Tüm enstrümanlar, sahne içerisinde doğru pozisyonda ve olması gereken büyüklükte. 2xHD Trio De Curda albümünde Tambaqui, tüm yetilerini sergiliyor: akordeon, viyolonsel ve kontrbas.

 

Neredeyse tüm enstrümanların yerleşimi, kayıt stüdyosundaki ile aynı. Los Maraedos isimli parçada alt frekanslar, size “Acaba sistemin bir yerlerine gizlenmiş bir subwoofer mı var?” sorusunu sorduruyor.

J.S. BACH

Eudora Records tarafından yayınlanan The Violin & Harpsichord Sonatas albümü, Pure DSD 256 olarak kaydedilmiş.

Andoni Mercero ve Alfonso Sebastian’ın performansları etkileyici.

Derin bir sessizliğin içinden çıkan bir klavsen ve üç boyutlu keman sunumu ile Tambaqui, Native DSD’de de tüm hünerlerini sergiliyor. Onlarca defa dinlemiş olduğum albümde, çok doğal bir ses tonalitesi ve kolorizasyondan uzak, natural bir sunum beni etkiledi.

Brahms

Bernard Haitink yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası ve Brahms Dört Numaralı Senfoni. Allegro non troppo.


Senfoninin melankolik teması, eserin geneline yayılan hüznü ve içsel yoğunluğu ustalıkla örer ve Brahms’ın bestecilik dehasını doruğa taşır. Hem yapısal sadeliği hem de duygusal derinliğiyle bu senfoni, dinleyiciyi dingin bir içsel yolculuğa davet eder.


İlk notalar ile birlikte sahne imajı çok doğru; birinci kemanlar sahnede doğru pozisyonda. Dalga dalga çaldıkları melodi, wind enstrümanların tüm doğallığı  duyuluyor, timpani’nin tonu doğru. Pizzicato’lar oldukça derin ve keskin. Su gibi akan bir sunum var.

Crescent

Crescent albümü, Atzko Kohashi ve Tony Overwater’ın müzikal zarafetle ördüğü ve Coltrane’in ruhani melodilerine saygı duruşu niteliğinde bir kayıttır.

 

Tambaqui'nin olağanüstü çözünürlüğü ve gürültü tabanının hissedilmeyecek kadar derinlerde olması sayesinde, piyano armonikleri oda içerisinde süzülüyor ve double bass’tan gelen notalar son derece sıkı; tüm dinleme alanını basınçlandırabiliyor.

Sonuç olarak, Mola Mola Tambaqui, rafine bir mühendislik yaklaşımının ürünü. Sahip olduğu yüksek örnekleme oranı, özel filtreleme yapısı ve özgün analog çıkış katı sayesinde, müziği son derece şeffaf ve çözünürlüklü bir şekilde sunuyor. Özellikle detay seviyesi ve üst frekanslardaki açıklık dikkat çekici olsa da, bu karakter hiçbir zaman yapaylığa dönüşmüyor.

 

Üç boyutlu holografik sunumu, ultra sessiz arka planı, son derece doğru sahne yerleşimi ile piyasada çok yüksek fiyat etiketi ile satılan high-end DAC modelleri ile karşılaştırılacak seviyede.


Tambaqui’nin toplam harmonik bozulma (THD) değerinin -140 dB seviyelerinde ölçülmesi, önemli bir mühendislik başarı öyküsü.

-140 dB THD, Tambaqui’nin tonal karakterine dair önemli bir ipucu sunuyor. Bu son derece düşük bozulma, cihazın sinyale müdahale etmeden, mümkün olan en nötr şekilde aktarım yapabildiğini gösteriyor.

Bir mastering mühendisinin tamamlanan eserini dinlemek isteyeceği bir DAC’tan bahsediyoruz.


Sonik anlamda  bu durum, Tambaqui’nin bazı dinleyiciler tarafından “cool” ya da “klinik” olarak tanımlanabileceği , başka bir dinleyici grubu tarafından renksizlik sunmasından ziyade, kayıt ne sunuyorsa onu doğrudan ve biçimlendirmeden iletmesi şeklinde de yorumlanabilir (ben ikinci gruptayım). Bu nedenle, sisteminizin genel tonal dengesi ve eşlik eden bileşenler, sonuç üzerinde oldukça belirleyici olacaktır.


Tambaqui, sistemi renklendirmeyen ama ayrıntıları titizlikle ortaya koyan bir DAC arayan dinleyiciler için güçlü bir seçenek. Dinlediğiniz müzik ne kadar iyi kaydedilmişse, bu DAC o kadar fazla şey sunacaktır.
Tambaqui;  uzun süreli dinlemelerde yormayan ama her seferinde sunduğu detaylar ile size yeni sürprizler hazırlayan bir DAC.

bottom of page