top of page
Spl Director Mk 2
Director MK2

SPL (Sound Performance Lab), Almanya’da Hermann Gier ve Wolfgang Neumann tarafından 1983 yılında kurulan, günümüzde stüdyo ve Hi-Fi sektöründe yenilikçi ürünler geliştiren ve üreten bir şirkettir. 

Firma, uzun yıllar 'Pro' sektöründe üretim yaptıktan sonra geliştirmiş olduğu 120 V/VOLTAiR tasarım dilini Hi-Fi cihazlarda da başarıyla kullanmış, günümüzde tasarlamış olduğu ev tipi cihazlarda tüm birikimini sergilemektedir.

Voltair 120V
Voltair 120V

SPL, bugün odyofillerin gözünde ağırlıklı olarak Pro sektörüne üretim yapan ve Hi-Fi tarafındaki ürünleri ise çok fazla bilinmeyen bir marka. Çeşitli fuarlarda SPL stantlarını ziyaret etmiştim fakat dinleme imkânım olmamıştı. Fakat 120V VOLTAiR teknolojisi ile ilgili okumuş olduğum makaleler, derinliklerde gizli bir hazinenin bulunduğu izlenimini fazlasıyla veriyordu.

Bir gün BL Müzik ziyaretinde Levent Bey’in telkinleri ile demo odasına indiğimizde duymuş olduklarım inanılmazdı. O gün hissettiklerimi tanımlayabilmem zor, SPL'in  her enstrümanın tınısını bu kadar doğal verebiliyorken aynı zamanda sıcak, müzikal sunuma sahip olması beni oldukça derinden etkilemişti.

SPL’in kalbine indiğimizde tüm bu hissiyatı bize yaşatan Ar-Ge’nin 120V VOLTAiR teknolojisi olduğunu görüyoruz. Voltair teknolojisini birlikte yakından inceleyelim.

Voltair 120 V
Voltair 120V

120V VOLTAiR

120V VOLTAiR konusuna girmeden önce klasik bir ses devresi üzerinden konuşmakta fayda var. Öncelikle bu konu başlığında çok sık karşılaşacağımız bir tanımı açıklığa kavuşturalım.


‘Supply Rail’


Bir amplifikatör ya da op-amp devresi, gelen ses sinyalini yükseltmek için harici bir güç kaynağından beslenir. Bu besleme genellikle pozitif (+) ve negatif (–) hatlardan oluşur. İşte bu hatların sağladığı gerilim değerlerine “ray” (supply rail) denir. Bu konuda dünya standardı uzun yıllar boyunca ±15 V (bazı durumlarda ±18 V) ray gerilimi kullanmak olmuştur. Yani devrenin üst sınırı +15 V, alt sınırı –15 V’tur.


Piyasada kolaylıkla bulunabilen endüstri standardı op-amp’lar (NE5532, TL072, OPA2134) ±15 V sınırında sorunsuz bir şekilde çalışacak şekilde tasarlanmıştır. ±15 V gerilim seviyesinde çalışan bileşenler genellikle ucuz, kolay bulunabilen ve güvenilir olarak kabul edilen parçalardır. Bununla birlikte Hi-Fi ve stüdyo uygulamaları için +20 dBu civarında çıkış (yaklaşık 7–8 Vrms) genellikle yeterli olduğundan, ±15 V sistemler günümüzde altın standart hâline gelmiştir.


Peki neden SPL gibi üreticiler dünya standardı olan ±15 V sınırını zorlamaya çalışıyor? Hemen burada yeni bir tanımla tanışıyoruz:


'Headroom'
Headroom, bir ses devresinin veya kaydın normal çalışma seviyesi ile bozulmanın başladığı seviye (clip noktası) arasındaki güvenli aralıktır. Yani headroom genişliğinde sinyal ne kadar yükselirse yükselsin, devre bozulmaya ya da distorsiyona girmeden o sinyali taşır. Müzik sinyalleri, ortalama seviyeden çok daha yüksek kısa süreli tepe değerleri içerir. Geniş headroom seviyesi, bu tepe noktaların sıkışmadan (compress/clipping olmadan) geçmesini sağlar.


Konumuza geri dönecek olursak, ±15 V’luk bir devre giriş sinyalinde +22 dBu civarına kadar temiz kalabilir. Günümüzün yüksek çözünürlüklü DAC’ları ve geniş dinamiklere sahip DSD/PCM kayıtlar bu sınırları zorlar. Sinyal, devre tepe değerlerine yaklaştığında doygunluk (clipping) veya sertleşme başlar. Buradaki handikap genellikle büyük orkestral pasajlarda, elektronik müzikte güçlü transient’ler ve yüksek çözünürlüklü kayıtlarda ortaya çıkar. Düşük seviyelerde çok temiz olan op-amp’lar, supply rail sınırına yaklaşınca hızlı bir şekilde bozulur.


İşte bu klasik devre standardının getirdiği sınırlar, SPL’in 120V VOLTAiR mimarisinin ortaya çıkış sebeplerindendir.
Klasik ses devreleri ±15 V supply rail ile çalışırken, SPL kendi geliştirdiği SUPRA op-amp modülleri ile ±60 V (toplam 120 V) besleme rayları kullanmaktadır. Yani ±15 V tasarımla karşılaştıracak olursak, devrenin sinyali taşıyabileceği “tavan yüksekliği” dört katına çıkar ve bu sayede devre çok daha geniş bir lineer çalışma alanına kavuşur. Bu yenilikçi ±60 V tasarım yaklaşımında sağlıklı sonuçlar alabilmek için SPL tarafından ayrık transistörlü op-amp modülleri, yüksek gerilimli transistörler, dirençler ve kapasitörler tasarlanmıştır.

Dynamic Range
Dynamic Range
THD&Noise
THD&Noise

Tüm bu kazanımlar ile headroom genişliği, 32.5 dBu giriş sinyallerine kadar bozulmadan çalışabilir. Bu, klasik devrelerden yaklaşık +10 dB daha yüksek bir tavan demektir. Devre hiçbir zaman supply rail sınırına yakın çalışmadığı için THD (Total Harmonic Distortion) ve IMD (Intermodulation Distortion) çok daha düşük kalır. Yüksek supply rail, sinyal-gürültü oranını iyileştirir. Daha yüksek besleme gerilimi, devrelerin lineer bölgesini genişlettiği için transient tepkileri daha hızlı ve doğru olur.

Headroom
Headroom
Director Mk2 Front Panel
Director Mk2

Director Mk2

Director Mk2, ilk bakıldığında 30 cm genişliğinde ve derinliğinde, 10 cm yüksekliğinde. Yuvarlatılmış köşeleri, masif metal işçiliği, ön panelde yer alan analog VU metreleri ile hem nostaljik hem de modern bir görsellik sunuyor. Cihazın boyutları sizi yanıltmasın, çünkü bu preamfinin yapabildikleri boyutunun çok üzerinde.
Bu cihazın kalbinde, tüm SPL modellerinde olduğu gibi supply rail 120V VOLTAiR teknolojisi bulunmakta. VOLTAiR teknolojisi yalnızca çıkış trafosunda değil, tüm pre ve DAC devreleri yüksek supply rail ile donatılmış. Evet, yanlış duymadınız; bu preamfi içerisinde aynı zamanda çok iyi bir DAC barındırıyor. Detaylarına az sonra değineceğiz.

Director Mk2’nin ön paneli oldukça sade, işlevsel fakat gereksiz gösterişten uzak. İncelememize ses potansiyometresi ile başlayalım.
Director Mk2’de ALPS RK27 ‘Big Blue’ ses potansiyometresi kullanılıyor. Uzaktan kumanda ile bağlantı yapıldığında motorlu, ya da elle kumandaya izin veriyor. Ses knob’u oldukça masif. Elle kumanda ederken “bal içerisindeki kaşık” hissini yaşatıyor (bu terimi çok sevdim). Kontrol devresi, cihazın “120V VOLTAiR” analog ray gerilimi mimarisine doğrudan bağlı. Potansiyometre, bu yüksek voltajlı analog devreye sinyal seviyesini ayarlayan unsur olarak yer almakta. Kanal ayrımı ve ses kontrolünün hassasiyetle yapılabilmesi, özellikle stereo sistemlerde “sağ-sol dengelemesi” açısından önemlidir. Yapılan ölçümlerde bu sapmalar oldukça düşük.

Director Mk2 Back Panel
Director Mk2 Back Panel

Kaynak seçici tarafında 6 adet analog ve 4 adet dijital giriş imkânı mevcut. 4 adet RCA ve 2 adet XLR giriş bulunmakta. Dijital tarafta ise USB, AES/EBU, COAX ve OPTIC girişler mevcut. Çıkış aşamasında ise 1 çift RCA ve XLR çıkış bulunmakta. Cihazın arkasında bulunan dip switch’ler ile Director Mk2’yi bağımsız bir DAC olarak kullanabileceğiniz gibi RCA ya da XLR çıkış seçimini yapmak mümkün.

Director Mk2 içerisinde bulunan DAC, PCM tarafında 768 kHz/32 bit, DSD tarafında ise DSD256’ya kadar destek veriyor. Güncel Hi-Res formatların hemen hemen tamamıyla uyumlu. Kaynak olarak Rose RS130 Streamer ve test amaçlı MacBook bilgisayarımı kullandım. USB kablo üzerinden bağlantı sorunsuzca gerçekleşti ve DAC, DSD ve farklı PCM örnekleme oranlarına kolaylıkla kilitlendi. Fakat bu DAC’ı kesinlikle cihazların içerisinde gelen diğer DAC’lar ile karıştırmayın. DAC768v2 beklentilerinizin çok ötesinde.

Dac 768 v2

DAC768v2

Spartan-7 FPGA — hikâye dijital giriş ile başlıyor. Director Mk2’deki Spartan-7 FPGA, DAC çipinin önünde bir dijital işleme merkezi olarak görev yapmakta. Spartan-7 FPGA, dijital girişlerin (USB, AES/EBU, COAX, OPTIC) sinyallerini alır ve DAC çipi için uygun formatta işler. PCM ve DSD sinyallerini yönlendirir, dijital filtreleme modlarını ve clock senkronizasyonunu yönetir. Burada vurgulanması gereken, çipin FPGA tabanlı olmasıdır.

FPGA (Field-Programmable Gate Array) devreler, üretildikten sonra kullanıcı tarafından yeniden programlanabilen entegre devrelerdir. İçerdikleri binlerce (hatta milyonlarca) mantık kapısı sayesinde, istenilen dijital işlevi gerçekleştirecek şekilde yazılım yoluyla konfigüre edilirler. İçerisindeki milyonlarca gate sayesinde bir devrenin yapacağı işlevler yazılımla tanımlanabilir. İşlemci değildir; daha çok yeniden programlanabilir, özel amaçlı işlemci altyapısı gibi çalışır. CH Precision, dCS ve daha önce incelemesini yapmış olduğum Mola-Mola gibi üreticiler FPGA tabanlı çipler kullanırlar.

AK4493SEQ

DAC çip’i olarak AKM AK4493SEQ Velvet Sound kullanılmış. Velvet Sound teknolojisi, düşük bozulma (THD+N) ve “analog benzeri” pürüzsüz ton sunmasıyla bilinir. Dijitalin sertliğini yumuşatma eğilimindedir. DAC çiplerinin duymuş olduğumuz sese direkt etkisi çoğunlukla minör seviyededir. Kaderi belirleyen çoğunlukla çıkış trafo tasarımı ve low-pass filtre dizayn yapısıdır.

Headroom +24 dbu
Headroom +24 dbu
Headroom +18dbu
Headroom +18dbu

SPL SLP120 Low-Pass Filter

Low-pass filtrelerin görevi, analog dönüşüm sonrası çıkışta yüksek frekans artık harmonikleri temizlemektir. Aynı zamanda DSD dönüşümü bu kat üzerinde gerçekleşir. Director Mk2’de bu filtre tamamen SPL mühendisleri tarafından tasarlanmıştır. 120V VOLTAiR teknolojisi üzerine inşa edilmiştir. VOLTAiR tasarım sayesinde yaratılan geniş headroom, filtreleme sırasında ek bozulma ya da sinyal daralmasına sebebiyet vermez. Düşük distorsiyon ve daha geniş dinamik aralık sağlanır. Yüksek çözünürlüklü kayıtlarda (DSD256, PCM 768 kHz) pürüzsüz, detaylı ve geniş sahneli bir sunum oluşur.

Ses devrelerinde yüksek voltaj kullanılmasının sunduğu avantajlar oldukça açık, üretimle ilgili tasarımsal ve seri üretim zorlukları ise üreticiler açısından bir handikap olarak görünmekte. Bildiğim kadarıyla Avrupalı üreticiler arasında T+A Audio, HV serisi amfilerinde yüksek supply rail topolojiye sahip amfiler üretiyor.

SPL Performer s 800

SPL Performer S800

SPL Performer S800 klasik ve son derece mütevazı tasarım yapısı ile bizleri karşılıyor. Director Mk2 modelinde olduğu gibi alüminyum gövde, SPL’in yuvarlatılmış köşeleri ve zarif bir form... Fakat bu sefer 13 kg’lık ağırlığı ile bizleri çok daha masif bir amfi karşılıyor. SPL’in amfi tasarım felsefesinde voltaj ve güç amplifikasyonu için ayrı katmanlar bulunmaktadır. Her katmanın kendi negatif geri besleme hattı olduğu için, hoparlörden gelen geri beslemeler giriş katıyla etkileşime girmez.

26 dB voltaj amplifikasyonu tamamen ilk aşamada gerçekleşmekte. Burada SPL’in 120V VOLTAiR teknolojisi amplifikasyonun her aşamasında. İkinci aşamaya geçildiğinde yalnızca çıkış transistörlerinin en uygun şekilde sürülmesine odaklanılmış. Kullanılan tüm op-amp modülleri yüksek supply rail topolojisine uygun.

Kasanın içini açtığımızda en büyük alanı Alman Noratel firmasına ait 850 VA’lık toroidal transformatör kaplıyor. Sonrasında 41.000 µF kapasiteli, yüksek voltaj dayanımlı Kemet elektrolitik kondansatör grubu besleme voltajını filtreliyor. Merkezi konumlu güç kaynağının her iki yanında simetrik çıkış katları yerleştirilmiş. VOLTAiR op-amp kartları soğutuculara dönük; böylece soğutucular transformatör ile devreler arasında bir tür doğal kalkan görevi görüyor. SPL’in 120V VOLTAiR topolojisi burada da başrolde. Dinleme notlarında da bolca değineceğim gibi, bu amfinin Franco Serblin Ktema’ları nasıl bu kadar başarıyla sürdüğü buradan kolaylıkla anlaşılıyor.

Class AB yapıda çalışan SPL Performer S800, 4 ohm’da 2x285 watt, 8 ohm’da ise 2x185 watt güç üretebiliyor. Eğer bu amfiden bir çift alıp bridge mode’da kullanmak isterseniz 450 watt elde etmek mümkün.

Bu amfinin en önemli özelliklerinden bir tanesi Bi-Amp özellikleri. Performer S800 26 dB gain’e sahip bir amfi. Eğer Bi-Amp yapmak isterseniz, ikinci amfinizin de 26 dB gain’e sahip olması gerekir. İkinci amfinin gain’i farklı olursa, bir amfinin çıkışı diğerinden daha yüksek olur ve bas/orta-üst frekans bölgeleri arasında dengesizlik oluşur. Bu dengesizlik yalnızca ses seviyesi farkı değil, aynı zamanda faz kaymaları ve stereo imaj azalması gibi karmaşık sorunlara da yol açar.

S800’ün arka paneline geldiğimizde sağ ve sol kanal için gain trim switch bulunmakta. Buradan 26 dB olan gain seviyesini 0.5 dB’lik adımlarla 21 dB’ye kadar düşürmek mümkün. Performer S800 ile alt frekansları kazancı 24 dB olan 300B lambalı amfinizle, üst ve orta frekansları beslediğiniz senaryoda trim switch’i –2 dB kısarak sistemi birbiriyle uyumlu hâle getirebilirsiniz. Bununla birlikte Thru XLR out çıkışlar mevcut. Eğer preamfiniz aynı anda iki ayrı amfiyi besleyemiyorsa, Thru XLR out çıkışlar ile ikinci amfinizin sinyal bağlantısını buradan yapabilirsiniz. Bunun dışında bridge mode yapmak isterseniz sağ ve sol kanal için ilgili switch’lere arka panelden ulaşmak mümkün.

Performer s 800 Back Panel
SPL Performer s 800 Back Panel

Dinleme Notlarına geldiğimizde, Director Mk2 ve Performer S800 hali hazırda demo cihazları olduğu için burn-in ile vakit kaybetmedim. Levent Bey’in tavsiyesi ile Vovox hoparlör ve interconnect kabloları ile bağlantı yaptım. SPL boyut olarak oldukça mütevazı bir yapıda. Sehpanızın üzerinde kapladığı alan oldukça az. İsterseniz ön yüzü kırmızı ya da gri olarak da sipariş edebiliyorsunuz.

SPL gibi üst seviye cihazlarda kullanılan kapasitörler, iki iletken plaka arasına yerleştirilmiş dielektrik (yani yalıtkan) bir malzeme ile enerji depolar. Bu dielektrik malzeme (örneğin elektrolit, polipropilen, polyester, mika vs.) polarizasyon sürecinden etkilenir. Uzun süre çalışmış bir cihazda dielektrik içinde iyonik denge oluşur. Bu durum, kapasitenin ve sızıntı akımının stabil hâle gelmesini sağlar. Taşınma esnasında fiziksel sarsıntı, bu iyonik dengenin bozulmasına neden olur. Özellikle elektrolitik kapasitörlerde iç elektrolit tabakası yerinden çok az oynasa bile, dielektrik yeniden hizalanmak zorunda kalır. Bu durum, cihazın ilk saatlerde “soğuk” veya “sert” çalmasına neden olur. O yüzden sistemime yeni bir komponent eklediğim zaman en az 24 saat cihazın hareketsiz kalmasını sağlarım.

Bu yüzden SPL’lerin bağlantısını yaptıktan sonra da ilk kritik dinletiyi ertesi gün yaptım.

 

Açıkçası Performer S800’ün Franco Serblin Ktema hoparlörleri sürebilmesi ile ilgili çok ciddi şüphelerim vardı. Fakat ilk notalar ile birlikte özellikle alt frekanslarda ve tüm frekans bölgelerinde çok ciddi bir otorite ve yüksek güce sahip, solid-state cihazlardan duymaya alıştığımız bir kontrol vardı. Bununla birlikte genlerinde stüdyo etkileri olan bir cihazdan beklediğimiz klinik doğruluk ile birlikte son derece şaşırtıcı, sizi her notada saran bir müzikalite... Fakat kesinlikle kolore değil. Yukarıdaki paragraflarda elimden geldiğince 120V VOLTAiR high supply rail mimarisini anlatmamın sebebi, buradaki olağanüstü kontrol ve müzikaliteydi.

Director Mk2 ve Performer S800’ü tüm dinletilerde kendi DAC’ı ile birlikte dinledim. Director Mk2, ALPS Mk2 ses potansiyometresi ile birlikte çok sessiz bir preamfi ve üzerinde çok iyi DAC barındırıyor. Cihazın arkasındaki dip switch’ler ile isterseniz başka bir preamfiye ya da entegre amfiye bağlantı yapabileceğiniz bir DAC olarak da kullanabilirsiniz. DAC’ın çözünürlüğü, kanal ayrımı ve stereo efekti, piyasadaki üst seviye birçok DAC’a yakın, belki de üzerinde. Yapmış olduğum dinletilerde Allnic DAC’ımı sisteme bağlama ihtiyacı hiç hissetmedim. Low-pass filtrenin de 120V VOLTAiR mimaride olmasının etkisi çok büyük. Dinlemiş olduğunuz müziği özel kılan en önemli faktör 120V VOLTAiR.

Dire Straits

Dire Straits, On Every Street albümü “Fade to Black” ile kritik dinlemelerimize başlayalım. “Fade to Black”, Mark Knopfler’ın tipik gitar dokunuşlarının yanı sıra katmanlı reverb, derin vokal sahnesi ve yumuşak ama enerji dolu bas çizgileriyle öne çıkar. Gitarların sol kanattaki analog sıcaklığı, sağ kanattaki klavye reverb’leriyle sürekli bir kontrast içindedir. İlk notalar ile birlikte mutlak bir arka plan sessizliği hâkim. Knopfler’ın vokali merkezde, kulak hizasının biraz altında ve doğal boyutta.

 

Sahnenin derinliğinde, arka plan vokallerin reverb kuyruğu mükemmel biçimde uzuyor — bu, SLP120 low-pass filtresinin yüksek headroom’lu geçiş karakterinin doğrudan bir sonucu. Bas kontrolü son derece kontrollü ve sıkı.

 

SPL bu parçada hem stüdyo gerçekliğini hem de parçanın duygusal yoğunluğunu ustaca bizlere sunuyor.

Guns Roses

Sırada Guns N’ Roses – Knockin’ On Heaven’s Door.

 

Bu parça, Bob Dylan’ın klasik bestesinin en teatral rock yorumlarından biridir. SPL burada parçanın devasa sahnesini olabildiğince üç boyutlu ve ölçülü biçimde yayıyor. Bu parçada distortion katmanları fazla olmasına rağmen hiçbir bulanıklık yok. Her pena vuruşunun enerjisi net biçimde hissediliyor.

 

S800’ün Class AB güç katı, yüksek damping faktörüyle gitarın sustain’ini kontrol altında tutuyor. Drive tonları taşmadan, cam gibi açıklıkta kalıyor. Sahne genişliği devasa.

Stravinsky

Stravinsky – Firebird Suite, Introduction

 

Eiji Oue yönetimindeki Minnesota Orchestra’yı dinliyoruz. Kaynağımız değişiyor ve sırada analog. Half-speed mastering tekniği ile yapılan kayıt Reference Recording’e ait. The Firebird Suite (Introduction) bölümünü dinlerken müzik, sessizlikten doğan bir orkestral nefes gibidir. Kemanlar solda katman katman dizilmiş, kontrbas sağ arka derinlikte hissediliyor. Yaylıların oldukça düşük seviyeli notaları, ardından yükselen nefesliler, timpani’nin ani patlaması ve sahneyi kaplayan bakır üflemelilerle; müzik yalnızca ses değil, odanızda akustik basınç olarak hissedilir. Orkestranın crescendo’ya çıkışı ile birlikte hiçbir kompresyon hissedilmiyor; sahne açılıyor, nefes alıyor.

 

Yüksek seslerde bile gövde bozulmadan korunuyor. Orkestranın tepe noktasında dahi analog sıcaklık ve tını bütünlüğü kaybolmuyor. Yazının başında tanımını yaptığımız 33 dB headroom rezervinin etkisi çok büyük.

Spl Hifi System

Türkiye’de SPL denince birçok müzikseverin aklına hâlâ mastering stüdyoları, miks masaları ve ölçüm cihazları geliyor. Oysa bu, markanın sadece kökeni. SPL, profesyonel ses dünyasında kazandığı mühendislik disiplinini “Professional-Fidelity” adını verdiği serisiyle ev Hi-Fi sistemlerine birebir taşımış durumda.


Bugün SPL Director Mk2, Phonitor XE veya Performer S800 gibi ürünler ile müziği analitik soğuklukla değil, stüdyo doğruluğunda ve ev ortamında hissedilebilir bir müzikalitede sunuyor. Kendi fiyat segmentindeki ürünler ile kıyaslandığında seviyesi fersah fersah ileride. Müzik zevkinize göre konumlandıracağınız bir hoparlör (zor sürülebilen bir hoparlör de olabilir) ve kaynak olarak USB bağlantıya sahip bir bilgisayar ile görece olarak büyük bedeller ödemeden bu hobiye çok üst seviyeden giriş yapabilirsiniz.


En iyisi, BL Müzik’ten floorstand bir hoparlör ile dinleti için demo randevusu alın ve 120V VOLTAiR devre tasarımının sunduklarını yerinde dinleyin.

Müzikle kalın.

SPL Performer s 800
bottom of page