Analog ve Dijital

Ses, doğada analog (sinüs) dalgalar halinde yayılır. İnsan kulağı bu dalgaları algılar. Ancak modern dünyada ses çoğunlukla dijital formatlarda kaydedilip işlenir. Hi-Fi sistemlerinde hem analog hem de dijital ses kullanılır. İkisi arasındaki farkı anlamak, doğru ses kaynağını ve cihazları seçmek için önemlidir.
Öncelikle Analog olarak adlandırdığımız sesin detaylarını inceleyelim;
Ses, doğada kesintisiz bir dalga formu (sinüs dalgası) olarak hareket eder. Analog kayıtta, bu dalgalar sürekli bir sinyal olarak kaydedilir. Plaklar, kasetler ve manyetik bantlar, ses dalgalarının fiziksel izlerini taşır. Analog müzikte ses dalgası kesintisiz olduğu için daha akıcı bir deneyim sunar, mikro detaylar ve harmonikler daha doğal şekilde duyulur. Analog kayıtta, ses dalgaları, manyetik bantlara veya plaklara fiziksel olarak kaydedilir. Kayıt, zorlu ve oldukça masraflı bir süreçtir.
Analog müzik dinlerken, pikap ve alt parametreler hayati bir öneme sahiptir. Mc yada MM iğne, kol ve tüm ayarları, motorun dönüş hızı, rezonans ve bir çok parametre sesin kalitesine doğrudan etki eder. Kesinlikle tak çalıştır bir format değildir. Bu kadar emeğin sonunda sesin fiziksel doğası, enstrümanların organik duyumu, müziğin daha canlı hissedilmesini sağlar.

Dijital Müzikte ise;
-
Ses, 1’ler ve 0’lardan oluşan sayısal bir veri olarak kaydedilir. Dijital ses, analog dalgayı belirli aralıklarla örnekleyerek (sampling) temsil eder. Analog ses sürekli bir sinyal iken, dijital ses kesintili örneklerden oluşur. Fakat daha temiz ve parazitsiz bir ses sunar. Günümüzde çok yaygın olan yüksek çözünürlükteki dijital formatlar (FLAC, DSD, 24-bit/192 kHz) analog sese çok yakın bir kalite sunabilir. Dijital kayıtta ses dalgası belirli aralıklarla örneklenir. Buna sampling rate denir. Her örnek bir sayı ile temsil edilir. Sampling rate (kHz) ne kadar yüksekse, dijital kayıt analog sese o kadar yakın olur. Sampling rate genellikle CD kayıtlarında 44.1 khz dir. Yüksek çözünürlüklü kayıtlarda ise Yüksek 96 kHz, 192 kHz, 384khz gibi oranlara çıkar. Bit derinliği ise bize daha geniş dinamik aralık ve daha fazla detay verir. Cd kayıtlarında 16 bit olan derinlik yüksek çözünürlüklü kayıtlarda 24 bit’e kadar çıkar. DSD ise tek bit kullanarak çok yüksek frekansta örnekleme yapar ve daha pürüzsüz bir dalga formu sağlar. (2.8224 MHz, 5.6448 MHz)
-
Dijital müzikte ses kalitesi, DAC’ın ve transport’un (streamer, cd player) kalitesi ile doğru orantılıdır.

Hifi dünyasında hiçbir zaman tek bir doğru olmamıştır. Çoğu zaman ezber bozan unsurlar ile oldukça fazla kere karşılaştım. Konu ile ilgili kişisel fikrim, dijital müzikte en yüksek teknolojileri, maksimum bit derinliklerini ve örnekleme oranlarını kullanarak kayıt yapabilirsiniz. Fakat günün sonunda amfinizden çıkıp hoparlörünüze giden sinyal bir sinüs dalgasıdır. Duymuş olduğunuz sesin kalitesi her zaman sisteminizdeki transport, cihazınızın örnekleme yaparken kullanmış olduğu clocking fonksiyonu ve dac’ınızın performansı ile doğru orantılıdır. Ve bir süreçte çevrim (conversion) var ise kayıp olması kaçınılmazdır. Analog müzikte ise sinüs dalgası iğne içerisinde oluşur ve büyüyerek hoparlörünüze kadar ulaşır. Dijital müzikten sonra analog müziğe geçtiğimizde yaşamış olduğumuz ferahlama hissinin sebebi bundan dolayıdır.